8 Aralık 2011 Perşembe

hayat.

hayat, bilmedigin bir şehirde bilmediğin bir adrese gitmeye çalışmak gibi..

23 Ekim 2011 Pazar

Gönlüm

ey gönlüm, kalbim, yüregim, gum gum atmak için akla sordun da, kor gibi yanerken akla neden kızarsın..

15 Ekim 2011 Cumartesi

Mutluluk..

evet her insan mutlu eder.. ama mutlulugu gerçekten gelişiyle mi yoksa gidişiyle mi arayip bulmak istediğinizde önemli.

4 Ekim 2011 Salı

Unutulanlar.

unuturken acı çekilen her şey, bir gün daha acı bir şekilde hatırlamak içindir.

26 Eylül 2011 Pazartesi

Kadın

Kadın,tamamen kafasinda bitirdiği zaman gider.O yüzden hemen birini buluş die kızmayın.O an aldatılışınızın son,yalnızlığınızın ilk gunudur.

15 Eylül 2011 Perşembe

Ayrılık..

Ayrılacaksa insanlar birbirinden, bu yalnız ölümle olmalı.. Çünkü ölüm eninde sonunda sonsuza dek kavuşturacak olandır.

13 Eylül 2011 Salı

7 Eylül 2011 Çarşamba

Ego..

İnsanın yüreği, egosundan büyük olmalı...

Yanlış..

başkası hakkında kafanız da oluşan sorulara, işinize geldiği gibi yanıt aramaya devam ettiğiniz sürece cevaplarınız yanlış olacaktır..

6 Eylül 2011 Salı

Hayal..

Ayrildiginiz erkek arkadasinizin sizinle kurdugu haylalleri sizden sonra gelen biri ile yeniden kurmasi, sizin yerinize baskasini koyup yerininizi doldurmaya çalıştığı için degil, sizin ve sizden sonra gelen icin tek bir hayale sahip olmasindan kaynaklanır. O hayalleri baskasiyla kurmasi, onun yada sizden sonra gelenin ucuzlugu degil, sizin o hayallere laik olmadiginizin gostergesidir. Lakin, seven adamin tek bir hayali vardir, hak eden ile gercek olacak olan.. saygılar..

5 Eylül 2011 Pazartesi

Aynada..

Bir türlü aynada gördüğü kişi olamayan o kadar çok kişi var ki..

19 Ağustos 2011 Cuma

Uçurum.

İnsan gerçekten imkansızı severse eğer, o mutlu olsun diye imkasızlık ile arasına mesafe koyar. Mesafeler uçuruma dönüşene kadar bekler, eğer istenirse herseyin olacağını kendine itiraf etmek için.. Sonunda ise aşağa düşeceğini bile bile durmaksızın o uçuruma koşar.. Şanslıysanız uçurum bir sonu vardır.. Sürekli düşmektense çakılmak iyidir sayın kaybeden..

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Ders..

Geçmişte yapılan her hata sayın kaybeden, bugun ki kaybedişlerimizin birer parçası, kazanacaklarımızın için ise, büyük bir ders oluşturur..

14 Ağustos 2011 Pazar

Uzaklasmak

Kendinizden uzaklasmak adına çıktığınız her yolculuk, sizi biraz daha kendinize yaklaştırır sayın kaybeden..

10 Ağustos 2011 Çarşamba

Hamuş ve Bişrev

Hamuş!..
Dedi Mevlana kendisine Hamuş!... Yani Suskun!...
Sustuğu yerde açıldı kapılar, önüne serildi ışıltılı kelimeler, kalbi duygular…
Hamuş!.. dedi sustu Mevlana… Sustu ve kapandı karanlıklara…
Karanlıklara Şems doğdu sonra… Baktı…... Gördü… Adına Aşk dedi…
Candan özge candan öte olana… Yaprakta tohumu, damlada okyanusu gördü sonra…Hamuş!.. Demiştim ben de kendime.
Sözün bittiği yerde, noktanın konduğu yerde susmuştum bütün kelimelerimi. Anlatmak yormuştu nazenin bedenimi… Anlaşılamamak ise en çok yüreğimi. Sustuğu yerde anlaşılmaktı belli ki bütün derdi…
Hamuş!.. Demiştim ben de kendime. Seni anlatmayan bütün kelimeleri susmuştum. Senle başlamayan bütün cümleleri bir bir bozmuştum.
Şems ol da gel karanlıklarıma doğ diye ummuştum… Umutmuşsun!.. Unutmuşum!...Hamuş!.. Demiştim ben de kendime. Suskunluğum verilene rıza göstermekti…
“İyi günde, kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta” diye başlayan o tekerlemeye eşlik etmekti. iyi ve güzeli sana kötü ve çirkini kendisine seçmişti…
Suskunluğun bedeli sadece bu seçimdi…
Hamuş!.. Demiştim ben de kendime. Dün’ü dünde bırakmak adına…
”Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”dı. Aşk! Demiştim sonra Aşk!...
Aranan bulunmuştu… Beklenen gelmişti… Aşk vardı ve ötesi çoktan unutulmuştu!...Hamuş!.. Demiştim ben de kendime. Sana da Şems diyecektim belki…
Kör kuyulara atılmasaydın bütün karanlığına rağmen görecektin güneşi…
Kapattın gözlerini, kestin attın son yanında yeşeren düşlerini…
Şems olmak kolay mıydı canı canana teslim etmeden?
Kendinden geçmeden aydınlanır mıydı kör karanlıklar, açılır mıydı kilit vurulmuş kapılar…
Hamuş!.. Demiştim ben de kendime. Sonra “ne olursan ol yine gel” demiştim… Önce kendine sonra kendindekine. Kendini bilmekti marifet…
Kendini bulmaktı meziyet…
Dev aynasında değil, boy aynasında seyretmekti asıl kendini keyfiyet…

Sonra “Bişrev!” dedi Mevlana… “Dinle!..”
Sonra “Bişrev!” demiştim ben de!...
Dinle!... Hamuş ol dinle!.. Kendin ol dinle!...
Tövbe et dinle!... Affet dinle!...Ama dinle!... İlle de dinle!...
Sath-ı müdafaada meşruiyet aramak senin neyine!...

Dinle!.. Hataya bedel, günaha kefaret biçmek senin neyine!...
Dinle!..Yenilen hakkı hukuku arşına endazeye, kiloya, grama, grata vurmak senin neyine!...
Dinle!.. Cüceler dev, ayaklar baş olmuşsa cüceyle boy, devle güç yarışına girmek senin neyine!...
Dinle!.. Akıllar uçmuş, fikirler gitmiş, duygular yerle yeksan olmuşsa, namus, edep haya, en çok da namustan, edepten, hayadan, akıldan fikirden yoksunların eline düşmüşse konuşmak senin neyine!

Sus ve dinle!..
Hamuş ve bişrev!..
Yangın yerine bak!.. Ateşten, külden, kordan ne var elinde!..
Pervane değilsen yaklaşma sakın ateşe!…
Can’ı Canan’a teslime hazır değilsen “ben Aşk’ım” deme kimseye…
Aşk gelmesin seninle dile… İncinmesin ne Mecnun ne Leyla ne gül ne de diken seninle!.. Ayağıma diken batacak diyorsan düşme çöle…
Ah u zar ederim diyorsan çekme gözüne sürme!.. Talipsen kara bahta kör talihe…Dinle!
“Gel, gel ne olursan ol yine gel!...” diyorsan,
“Hamuş!...” ol sen de…
Sonra da “Bişrev!...” de en sevilene!...
Ve semaya dursun yürekler Aşk’ın önünde…

1 Ağustos 2011 Pazartesi

Ölüm

Ölmekten korkuyorsunuzda, sizi ona kavusturacak olan yasamaktan neden korkmuyorsunuz.

Kaybetmek 3

Kaybetmeyi var eden, kazanmanın ta kendisidir sayın kaybeden..

Eskiden.

Okulla ev arası gidip geldigimde sanki dunyayi gezmiş gibi olmanın verdigi mutlugu yasadigim gunlere dönmek istiyorum.

30 Temmuz 2011 Cumartesi

Kaybetmek 2

kaybettiğiniz hiç bir şey her zaman size farklı suretlerde dönmez sayın kaybeden. Çünkü sayın kaybeden, kaybedilen herşey çoğu zaman bir başkasının bulup kaybetmesi için kaybedilmiştir.

Kaybetmek

bazıları, hiç kaybetmiş olmamanın kaybetmişliği ile yaşıyorlar.. o yüzden sayın kaybeden, kaybetmek bazen o an için olmasada ilerisi için güzeldir.

Kaybetmek

bazıları, hiç kaybetmiş olmamanın kaybetmişliği ile yaşıyorlar.. o yüzden sayın kaybeden, kaybetmek bazen o an için olmasada ilerisi için güzeldir.

26 Temmuz 2011 Salı

Gülebildigimiz anlar..

Gülebildigimiz anlar fotoğraf karelerinde artik.. O da fotoğrafı çekenin zorlamasıyla..

Sanki herkes en mutlu anını kurtarsın diye ölümün elinden yada yalanda olsa güldüğü bir anı saklasın diye hapsetmiş bir çerçevenin içine bir resim albümüne.. Doğdugu gün ölümü kovalamaya başladığnı bilmeden... Sanki bunu dünyada herkes yapmış gibi kimse gülümsemiyor artik.. Ne yağmur heyecanlandırıyor insanları, ne güneş, ne ay nede bir kez olsun gerçekten gülebilme ihtimali.. O kadar sahteleşmiş ki herşey, farkında olmadan insalarda yitirmişler gerçekliklerini.. Gülümsediginiz, mutlu olduğunuz anları hapsettiginiz çerçevenin tozunu almak kadar kolay birşey değil gülmeyi unuttuktan sonra bir an olsun gerçekten gülebilmek.. keşke o kadar kolay olsaydı.. hatta tozunu almaz uffffff diye uflerdik milyonlarca gülümserdik..

Ben bende degil.

Ben bende degil..Belki sendedir..Sende hem sen hem ben..Ben hem seninim hem benim..bir garip hale dustum bilmiyorum..Senmi bensin ben mi senim....

17 Temmuz 2011 Pazar

İlk..

İlk defa gordum seni düşümde. Öyle gerçekti ki sanki uyumuyordum. Bir yana çektin beni geleyim diye bense gelmek istemedim. Öyle bir astın yüzünü öyle bir üzüldün ki, uyanıkmışım gibi yaktı canımı, yüzün asılınca içime düşen ateş. Hemen o yöne yöneldim öyle güzel güldün ki zümrüt kuşları kanat çırpmaya başladılar, cenneten bir tablo gibiydi, cennet gibiydi. Sorular sordun bana, cevabını bildigim sorular ama hepsi o anda sır oldular. O kadar gerçektin ki, izledikçe seni, başka şey göremez, duydukça sesini başka ses işitemez oldum. Dokundum sana, tenine degmeden elim çekip çıktı bedenimin içinden ruhum.. Sen düşlerde bile böyle yakan, böyle kör eden, böyle cenneti yerlere indiren ve böyle ten kafesinden canı ayıran... Peki ya, bir kere gerçek olsan.. Neler olur o zaman..

15 Temmuz 2011 Cuma

Atatürk Yaşasaydı

Şimdi siyah kurde yapıcak herkes facebook ta profil resimlerini Şehitlerimiz için, ama sokakta marka kiyafetlerin uzerinde bunlari goremiyeceksiniz... Türk bayrakları olacak, efendime soylim arkadasını çağır 13 milyon olalım şehitlerimizi analım.. etkinlikler olacak bir takim insanlar bunları kullanıp siyaset yapacaklar kışkırtmalar olacak Türk ile kürt birbirine dusecek.. biri cıkıp isteseler bir gunde bitirirler diyecek ama kimsenin isine gelmedigini bu terorun bitmesinin bazilarinin isine yaramayacagini bilerek soyliyecek bunu.. biri twiter dan yazicak biri onu RT yapicak hersey yine burada yani gercekten olmayan bir yerden tamda yasadigimiz bu olaylarin gercekten ne kadar gercek oldugunu tartisirken olacak hepsi burada kalacak.. buraya o kadar baglanmis ki insanlar gercek dunyalari buymus burasiymis gibi yasayacaklar ve devam edecekler.. daha sonra bu haberler bizlere o kadar alisilmis gelecek ki ses bile cikarmiycaz buradan yapicas herseyi sanal alemde sıkısıp kalicaz ki ezelden beri istenen ve buyuk ulkelerin toplumlarini dusunmekten uzaklastirmak icin kullandigi bu yerlerde olacaz. Deniz Gezmis yasasaydi facebook u olur muydu? twiter kullanir miydi dersiniz? peki Atatürk yaşasaydı? bence ilk boyle siteleri yasaklardı baksaniza buraya hapis edilmiş gibi insanlar sanki buraya mahkum edilmiş.. bana özgürlük sosyallesmek zirvasini kimse okumasin.. burayi kullanmanin adabını bilirseniz güzel... sokakta gezer gibi evde yasar gibi burada yasiyoruz.. bazilarimiz sirf populer olsun diye savunmadikları gorusleri hic bilmedikleri seylerin pesinden gidiyor.. peki ya orada ölen genclerimiz bunun icin mi can veriyorlar? yo. yo.. hayir.. bir caddeye verirler belki isimlerini.. yada bir okula.. dimi? yada bir sayfa acarlar Arkadaslarini cagirmayacaksan begenme...

şehit ver, siyah kurdela yap profilini
şehit ver, etkinlik aç
şehit ver, sayfa aç milyon olsun

hayat dışarıda akıyor ve devam ediyor..ben bu satırları yazarken, sen bu satırları okurken.. ve inan o akan hayata ne yon ne de dahil olabilecegiz, silkinip birseyler yapmazsak..