21 Haziran 2012 Perşembe

her ayrılık bir kavusmaya, her kavusma bir ayrılığa kovalıyor insanı..

her ayrılık bir kavusmaya, her kavusma bir ayrılığa kovalıyor insanı.. hiç ikisinin birbirine hizmet ettigini ve iki guzel sevgili oldugunu dusundunuz mu? ayrılık ve kavusma.. iki guzel sevgili.. hic bos birakmadan birbilerini hic ihmal etmeden hayatlarina degerek birilerin hayatlarindan gecerek guclenen bir asklari oldugunu.. ben her gece masam da duran kitaplarin aralarina sakladigim otobus biletlerine yarı gulumser halde bakarken saatlerce bunu dusunurum.. Nasil bir ince denklem diye kurarim kafamda.. yani bugun bir cif ayrildiysa ayrılık yasanmışsa baska bir kavusmaya dogru ilk adim atilmis olur belkide yeniden birlikte olmaya.. ayrilik kavusmaya ortam hazirlamistir o anda.. sancilidir guzel olan hersey.. sabretmeden emek vermeden en guzeline erisemessin… sonra bi yerde bir ask basladiysa sonsuza kadar bitmesin diye.. ve hic bir ask bitmesin sonsuza kadar… hepimiz ölecek yastayiz ya.. sonsuz bir ayrılıga ilk adim atilir.. bu adim ebedi bir kavusmanin ilk adimidir.. ayriligin da kavusmanin da gokteki yildizlar kadar cesidi vardir.. kavusma boyle ayirir sonsuz asiklari belki boyle hizmet eder sevgilisi ayriliga.. ama hepsi ebedi kavusma icindir en sonunda.. yani gercekten seven ayrilmaz birbirinden asla.. oww itunes te calan parcaya bak hele tamda zamaninda.. ;) guzel aksamlar..

Kalp

Sanırım ölmek, inandığınız her şeyi yitirip dağılan parçalarınızın asla toplanmayacağını düşünürken, birinin gelip sizi yeniden doğurduğuna inandiğiniz an da,yedinden dağıtması. Benim de aklıma geldi elbet, çıkar bir toparlayan.. olmadı bir rüzgar esintisi en kötü bir kuytuda birktirir benden arta kalanları.. Ama anladım ilkinden daha beter bu dağılış. Sanki atlas yorulmuş atı vermiş sırtından dünyayı.. Agir gelmişiz de ona kaldırmış biri lanetini. Ruzgar esmiş sonra yağmur yağmış üstüne acılarımızın, Haziran güneşi işlemiş her birine, filizlenmiş yeni acılar.. Tutu vermiş sanki biri elinden acıların, hiç sahiplenmeyen sevgiler, aşklar baka kalmışlar. Acılar bile utanmış.. Bir daha bakamamışlar güzelliklerin yüzüne.. Hep yerden çıkarmışlar hinclarını hep one egmisler boyunlarını taşıyamamış atlas daha fazla atmış omuzlarından dedim ya.. böyle olmuş sanki.. Bilseydi böyle olacağını atlas razı olurdu elbet lanetine alt ust eder miydi dünyamı.

Aşk..

Aşk elbet bulur bende kendisini..

Aşkı Çağırmak.

herkes aşkı çağrıyor.. ona gitmek için ise adım atan yok.

Ne dustuyse payımıza, kabulumuzdur acıdan asktan yana..

Ne dustuyse payımıza, kabulumuzdur acıdan asktan yana.. En karanlık gunlerde bile umut ışı yesertir guzel gunlerde soylenen yalanlar.. topraktan cikmaya yemin etmis bir kadif in tutundugu gunes gibi sarilirz o yalanlara.. Güneş, güneş gibi hissetsin diye.. sonunda yalancı baharların aldattigi kadifler solar giderler.. ama güneş güneşliğinden birsey kaybetmemiştir.. Yine yalanci bir bahar da tutunmak için güneşlerine geldikleri yere geri dönerler.. Bize umut verenlere inanacak temizliği kaybetmeme umuduyla.. Yoksa nasıl cikar yalanlar ortaya..

27 Mayıs 2012 Pazar

Beni bul diyeydi o kalp kırıntıları..

Kimler geçip gidiyor yaşamlarımızdan, kimlere açıyoruz kapılarımızı, kimlerin kapısından içeri giriyoruz.. Kimleri büyütüyoruz farkında olmadan bir başkası için, kimler büyütüyor bizi o an sadece bunun için yaşamımız da olduğunu anlamadan, taparcasına seviyoruz. Sarıp sarmalamak istedikçe sarpa sarıyoruz.. Kimleri büyüteceğiz daha, kimler girecek o kapıdan, daha kaç kapı geçeceğiz, daha ne kadar büyüyeceğiz.. peki siz bilmez misiniz her ruh ölebilecek yaşta, kalp atmaktan ziya de durmaya meyilli. Çok çarpmış çünkü bir yerde durmak istiyor artık.. İçeriden açılmalı tüm kapılar belkide.. Kim bilir yada hiç tamam büyüdüm dememeli insan, birlikte büyüyeceğini bulmalı.. Her soru bir asır daha yaşlandırırken belkide sorular hiç sorulmamalı.. bulunduğunda bir kalp kırıntısı, takip edip sahibi bulunmalı..